Yaşamda denge ve uyum arayışımız bitmeyen bir yolculuktur. Bazen yoran, bazen stres yaratan, bazen de su gibi akarak işlerimizi kolaylaştıran enerjilerle, yeni yollar, yeni yöntemler arayışında buluruz kendimizi. İnsanların yüzyıllar boyunca evrenin doğal akışına karşı yaşaması ve yaşamaya devam etmesidir bu uyumsuzluğun nedeni. Yapılaşma, doğal kaynakların yok edilmesi ve elektromanyetik alanların artması gibi bazı dış etkenlerin hayatımıza ve duygularımıza yansımasını deneyimliyoruz. Bu anlamda, Feng Shui bize çevremizde ki bu olumsuz etkileri tespit edebilmemizi ve olumlu enerjileri nasıl sağlamımız gerektiğini gösteren bir rehber olarak çıkar karşımıza. Yaklaşık 5000 yıllık geçmişi olan bu öğretinin kaynağı Kan Yu’dur, ‘Doğa ile denge ve uyum içinde yaşama’ sanatı. Çevremizle çatışarak ona karşı gelmek yerine, onunla dost olmanın yollarını gösterir. Bu dostluk, bize, daha mutlu, daha başarılı, daha sağlıklı, daha bereketli, kısacası hayat kalitemizi arttıran bir yol çizer. Doğanın bir parçası olan insan, yaşadığı mekanlarda da doğadaki denge ve uyumu arar. İnsan ve mekan uyumsuzluğunun, hayatımıza olumsuz yansıması söz konuşur. Feng Shui öğretisi, insanın varoluş özelliklerine uygun yaşam alanları düzenleme yöntemidir. Hepimiz, uyum ve uyumsuzlukları yönetme yeteneklerine sahibiz. Ancak, kullanılan yöntemler farklılık gösterebilir. Evrenin enerji hatlarıyla, titreşimlerini karşımıza almak yerine, onlarla birlikte hareket ederek olumsuzların üstesinden gelebiliriz. Bu anlamda, bizim, hem yaşam alanlarımız, hem de zamanın döngüleriyle kurduğumuz iletişim çok önemlidir.

Evrenin uyum yasalarından faydalanmamızın yöntemlerini gösteren Feng Shui, evrensel enerji Chi’yi tanımlamakla yola çıkar. Değişim ve dönüşüm Chi’nin etkisiyle gerçekleşir. Bizim ve yaşadığımız alanların, canlı ve cansız bütün varlık sistemine hayat veren bu kozmik enerji Chi’nin titreşimleriyle uyum içinde olmalıdır. Rahatça dolaşmasını sağlamak, kaynağını, yoğunluğunu ve kalitesini gözlemlemek önemlidir. Bu enerjinin güçlü olması, engelsiz akışı bize daha dengeli bir yaşam sunar. Ayrıca, bizim doğuştan aldığımız özelliklerimizden yola çıkarak, kendimizle uyumlu renkler, materyaller ve objelerin seçilmesi ve Chi’nin akışına engel teşkil etmeyecek şekilde yerleştirilmesi de önemlidir. Yaşam enerjisi Chi’nin iki farklı evresi olan Yin ve Yang, güçlerini birbirleriyle olan rekabet ve mücadeleden elde ederler. Her biri kendi içinde diğerinin parçasını taşımasından dolayı, diğerinden üstün olma ve etkisiz hale getirme mücadelesinden zaferle çıkan taraf yoktur. Kendi hallerinde, yükselen veya alçalan ve azalan veya doygunluğa ulaşan taraf diğerine yerini vermek için çekilir. Bu iki karşıt enerjinin bir arada oluşturduğu gerilim ve güç savaşı doğal dengeyi oluşturmaktadır. Batı anlayışından farklı olarak, Tao felsefesinin amacı, çelişkiler ve çatışmalardan kaynaklanan gerilimle mücadele etme, dengeleme ve sorunları çözmeye dayanır. Bu denge ve uyum yaratma çabası bizim gayretimizle gerçekleşir. Yani, bu iki farklı gücün birlikteliği, bizim kişisel mücadelemizin yansımasıdır. Evren’in kopyası olan insanın küçük dünyasıdır. Bu karşıt enerjinin karakterimize yansıması da söz konusudur. Yin kişilikler daha içine dönük, kendi halinde, pasif, Yang kişilikler ise daha dışa dönük, sosyal, aktifdir.

 

Chi’nin olumlu akışı, var olan her şeyin karşı tarafı desteklemek ve karşı taraftan beslenmek etkileşiminden kaynaklanır. Bu etkileşim, Beş farklı şekilde kendini gösterir, Ağaç, Ateş, Toprak, Metal ve Su. Ağaç Ateş’i, Ateş Toprağı, Toprak Metal’i, Metal Su’yu ve Su’da Ağacı besler. İnsanlar da doğdukları yıllar itibarıyla bu elementlerin etkisi altındadırlar. Gerek kişiler arası ilişkilerde, gerekse, kişinin mekan ile olan ilişkisinde element etkileşimi çok önemlidir. Elementlerin arasındaki etkileşim, hem üretici boyutta, hem de birbirini tüketen boyuttadır. Üretici döngü, enerjiyi arttırmak istediğimiz her yerde kullanabiliriz. Örneğin ateş enerjisine ihtiyaç duyduğumuz yerde, ağaç elementini kullanarak ateşi besleyebiliriz. Yaşadığımız mekanlarda bu 5 elementin var olmasına dikkat etmeliyiz. Bunların arasındaki denge, mekanın pusula yönlerinin istediği elementleri vererek sağlayabiliriz. Bu anlamda, kullanılan renkler ve materyaller önemlidir.

 

 

Yaşam alanlarının düzenli ve temiz olması enerjinin kaliteli ve dengeli aktığını gösterir. Birikmiş, üst üste yığılmış her şey, tıpkı vücudumuzda istemediğimiz kilolar gibidir. Mekanın nefes almasını engellemesi dışında, evrensel enerjinin mekanı doldurmasını zorlaştırdığı için, yaşamımızda da zorluklara sebep olur. Evimizin kuzeyindeki karışıklık iş hayatımızı, güneybatısındaki yığınlar ilişkilerimizi, güneydoğuda bereketimizi, doğuda sağlığımızı olumsuz etkiler. Pusula yönlerinin enerji akışını dengeleyerek evrenle uyum içinde yaşama şansı yaratabiliriz.

 

Hayatımızın yolunda gitmeyen yönlerini sorgularken, evimizin yığınlarla tıkanmış alanlarının hangi yönlere geldiğine bakarak dengeli bir akış yaratabilirsiniz. Evrensel yaşam enerjisi Chi, loş ve izbe alanları sevmez. ‘Güneş giren eve, hekim girmez’ atasözündeki gibi, iyi aydınlatılmış mekanlar çalışma ve üretme duygusunu besler. Bir mekanda dengeli aydınlatma çok önemlidir. Gün ışığı alamayan odaların ışıklandırılmasına bilhassa dikkat edilmeli, bir odanın bütün köşelerinde orantılı ışık dağılımına önem verilmelidir.

 

Evlerimizin havalandırılması ve temizliği de enerjinin tazelenmesi açısından çok gereklidir. Pencereleri sonuna kadar açıp içeriyi havalandırmak, köşelere sinip kalmış bayat enerjinin tazesiyle yer değiştirmesine yarayacaktır. Mademki bizler doğanın bir parçasıyız, o halde, yaşam alanlarımızın doğayla alışverişini sağlayacak kapı ve pencerelerini sonuna kadar açıp nefes almalarına yardım edebilirsiniz.

 

Feng Shui öğretisi, yaşamında olumlu yönde değişiklik yapmak isteyen kişiler için farklı yöntemler sunar. Evinizde ve işyerinizde, yürekten inanarak yapacağınız küçük değişikliklerin hayatınıza yansımalarını çok kısa sürede hissetmeye başlarsınız. Doğanın sesine kulak vererek düzenlenmiş mekanlar, bilinçaltımızdan beklentilerimize seslenerek onları gerçekleştirecek enerjiyi bize gönderir. Kısacası, yaşamımızın efendisi bizleriz ve Feng Shui’nin rehberliğinde, içimizdeki güçlü enerjiyi doğru yönlendirerek, beklentilerimizi gerçekleştirebiliriz.

 

 

Yaşam yolunda mutlu, sağlıklı ve bereketli kalmanız dileklerimizle…

 

Yazı: Ferda Ünsal-Işıl G. Alfar

www.fengshui-tr.com

ferda.unsal@fengshui-tr.com
isil.alfar@fengshui-tr.com

 

Sizin fikriniz nedir?