Lamba’nın seni aydınlatmasını istiyorsan, ona bağlı olan kablonun bir ucunu enerji alacağın pilin (+) POZİTİF tarafına, diğer ucunu da (-) NEGATİF tarafına dokundurmak zorundasın. IŞIK çıksın istiyorsan bu iki (2) zıt kutbu “BİRleştirmek” gerekli.
Kablonun bir ucunu sadece POZİTİF’e bağlayıp, NEGATİF kutbu istemiyorum bağlamayacağım dersen sadece POZİTİF taraf ile Lamba Aydınlanır mı peki? Hayır. Karanlıkta oturursun bütün gün… (ama ben her şeyi pozitife bağlamıştım diye de şikayet edersin,)
Dolayısı ile Lamba’nın Aydınlanması için hangi kutuba bağlandığının HİÇ bir önemi yoktur. Tek işe yarayan bu iki zıt kutbu BİRleştirmektir.
Uyanış, kendin olma, aydınlanma dedikleri de bundan farklı değildir işte. Aydınlık mı gelsin istiyorsun hayatına? O zaman zihninde ayırdığın her şeyi BİRleştirmelisin. Dualite dünyasında yaşayan insan için her şey zıttıyla vardır. Konuştuk bunları ve zaten biliyorsun. İyi-Kötü, Güzel-Çirkin ,Var-Yok, Az-Çok vs..gibi.. Bunlar BİR para’nın farklı yüzleri gibidir. Ama BİR’dir. BİR’i olmadan diğeri olamaz.
İşte bu iki’li kavramları BİR’leştirmeden, Hep tek kutuba gitmek isteyen zihninin kölesi olursun ve ışığı neden göremedim diye merak edip durursun…
Kişisel Gelişim zırvalamaları bu yüzden başarılı olamadı, olamaz da.Hep olumlu düşün, hep pozitif ol diye yazıp çizerler, sanki pozitif hep olumlu güzel demekmiş gibi..sende inanırsın.. Ama olmaz.Günün birinde ölümcül bir hastalık teşhisi için tahlil yaptırdığında sonuç pozitif çıkmasın diye hatim indiren yine sen olursun…ee hani her şey pozitif olsun istiyordun?
Aynı şekilde son zamanlardaki ruhsal gelişim işleri de yine bir kutuptan yakalamak istiyor insanları.Onlar Pozitif demiyor ama Allah ile bir olmak, ilahi AŞK’a kavuşmak diyor..Fakat kavram olarak hep YARADAN diyorlar ve diğer kutuba dokunmuyorlar.
Sende Yaradan’a kavuşacağım ve daha güzel, daha mutlu, daha zengin, diğerlerinin özeneceği aydınlık bir hayat YARATacağım sanıyorsun.
Ama O iş öyle olmuyor, YARADAN’A sarılsan bile karanlıkta kalıyorsun, ışığı bir türlü açamıyorsun çünkü bir noktayı, diğer kutuba dokunmayı kaçırıyorsun. O noktada şu;
YARADAN aynı zamanda YOK EDEN değil mi?
Veren Allah almıyor mu canı??
YARADAN’a (dokunmak)kavuşmak ve var olmak istediğin kadar YOK EDEN’ E de dokunup yok olmaya, her şeyi teslim etmeye, her şeyi bırakmaya var mısın?
Bunun adı ÖLMEDEN önce ÖLMEK.
Yani kendi benliğinden, egondan geçmek. Kendini her şeyden ayrı görmeyi bırakmak ve BİRliği idrak etmek.
Anca O zaman BİR oluyorsun her şey ile ve işte o zaman başlıyorsun AYDINLANMAYA, ve aydınlatmaya…
BİR dediğimi iki etmeyen kendime sevgilerle…
Kendime Notlar/CEVAT
Cevat Ünal
Özgeçmişi yok.

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.