Başlamak, bitirmenin yarısıdır. Nasıl başlarsan öyle devam eder. Başlangıç her zaman “şimdi”dedir. Bir başla sen, gerisi gelir. “Yap ya da yapma. Denemek yok!” (Yıldız Savaşları’ndan…) Bir işe giriştiğimizde, başlamak üzerine söylenegelen onlarca kalıplaşmış cümle işitebilir, sayabiliriz. Anlayış, eğer dengesinden sapmışsa, onu dolayısıyla bireyi köşeye sıkıştıran bir soru belirir; “Peki ama nasılRead More →

Yükselen Koçlar Kasım ayına 31 Ekim’de gerçekleşecek dolunay ile başlıyoruz. Parasal durumunuzla ilgili ani bir ödeme olabilir. Bu dolunayda kendinize kendi öz değerinizi hatırlatabilirsiniz. Bu ay finansal durumunuzla ilgili yapılandırmaya gidebilirsiniz. Borçlar, krediler yada alacaklarla ilgili gündemler ana konunuz olabilir. Ödemelerinizle ilgili güzel gelişmeler de olabilir. Aynı zamanda terapi almakRead More →

Yükselen Koçlar 02 Ekim’de dolunay size ilişkiler hattında önemli bir karar aldıracak! Fiziksel sağlığınızla bu dolunay ile beraber bir gündemiz olabilir yada dış görüşünüzde değişiklik yapma ihtiyacı hissedebilirsiniz. 23 Ekime kadar odağınız ve enerjiniz kendinizden çok ikili ilişkinizde olacaktır! Yeni biri varsa onu kovalayacak olabilirsiniz yada var olan ilişkinize veyaRead More →

KOÇ BURCU Eylül ayında 2 Eylül’de gerçekleşecek balık dolunayı ile giriş yapıyoruz. Fiziksel ve psikolojik sağlığınıza dikkat edin. Yaşamınızda kontrol dışı bir gündem olabilir. İş hayatında bazı kişilerin maskeleri düşebilir.22 Eylüle kadar çok çalışacağınız bir döneme işaret etmektedir. İş arıyorsanız eğer güzel bir döneme işaret ediyor. Yoğun ve akıcı birRead More →

Denizlerde geçen bir yaşam. Bulutlarla, yıldızlarla, mavi sularla kurulan dostluklar… Deniz arkadaşın olduğunda dünya önüne serilir. Deniz dinlemesini bilene hem kendini, hem yaşamı anlatır. Ender Yürükçü bir uzak yol kaptanı, bir süvari. Denizcilik Yüksek Okulu’ nu 1982’de bitirmiş. Yaşamının büyük bir kısmını eşi Çağda ile birlikte denizlerde geçiriyor. Yolculukları aylarcaRead More →

Şeker ve çayın fermentasyonu ile elde edilen Kombuça veya Kombucha olarak bilinen Kombu Çayı ‘nı sağlığınız için öneriyoruz. Çünkü biz kullanıyoruz. 2000 yıllık geçmişi olan bu çayı biz 20 yıldır tanısak da ancak günümüzde kıymeti anlaşılmıştır. İçeriği bakteri ve mayalardan oluşan Kombucha denilen çay mantarı veya kültürüdür. İlk olarak Çin’de ortaya çıkan bu içecekRead More →

Dün abimin doğum günüydü. Annemi, onun doğum günü, kendimin, kardeşlerimin, torunlarının doğum gününde hep ararım. Ama ne arama! Sabahın körü başlar rahatsız edişim… Her defasında: “Aman Gülerrrr” der… Dün abimin doğum gününde de aradım ama hiç bahsetmedik. Hayırlı cumalar araması yaptım. Her gün ara onu ama cuma günü aranmayı özellikleRead More →

Çocukların açılan farkındalıklarından gidiyoruz yine. Yıl 2004 Kasım ayı. Naturel Festivali’ndeyiz. Festivalden sonra da bir toplantımız var. İndigo Çocuklar hakkında. Festivalde de bunu duyuracağız. Standımızı kurduk. İlgilileri bekliyoruz. Gelenler, gidenler, hoşbeş sohbetler…        Güler Pınarbaşı *** Bir bey geliyor standımıza. “Üçüncü Göz nedir? diye soruyor. Yanında da 5Read More →

Şimdi gelelim dünün devamına… (yazının başı bu bağlantıda.)  Bu kız geldi ya, bir aydır üçüncü göz çalışan. ilgimi çekti tabii. 12 yaşında ve bir cismi hareket ettirebiliyor. Videosunu çektim, yayınlamamak şartıyla. Video da kızımız elleriyle tarif ediyor. Silginin üstüne kağıt koymuş, bir de toplu iğne batırmış, elini rüzgar yapacak şekildeRead More →

Geçenlerde bir yere gittim. Dergimizin yazarlarından Sevgili Arzu Özev’in doğum gününe. Beni tanıttı arkadaşım; “3.Göz dergisinin sahibi…” filan… Oturdum, ikramlıklardan alıyorum. Etrafı tanımaya çalışıyorum. Yanıma küçük bir kız geldi. Sandım ki; “ne içecektiniz?” diye sormaya gönderilmiş ev sahibi yönlendirmesi bir görevli. 10’lu yaşlarda. Bir şey dedi anlamadım, ne içeceğimi seçiyorRead More →

Günümüz dünyasında istenecek ne çok şey var değil mi? Kişilerin çok şeye ihtiyacı var; para, aşk, huzur, mutluluk, güç, güzellik, sağlık, heyecan… Kısaca her şey ve mümkünse hemen!  Doğada her şey yavaş ve daimi oluşurken, gerçeğin doğasında yavaşlık varken… Neden hemen? Çünkü insanın içinde onu hep hazza yaklaştıran acıdan uzaklaştıranRead More →

Böyle bir sanat mı var? Çok kimseyi yaşama sanatının varlığına inandırmak, bir hayli güç olacak. Nedir bu yaşama sanatı? Nasıl tanımını yapabiliriz bu sanatın? Yaşamın her anını tadını çıkararak doya doya, dolu dolu yaşamak diyecek olsam, ya da Nazım’ ın, dizelerinde dile getirdiği gibi, “Anlayarak bir usta kitap gibi, birRead More →

 “Herkesin bu hayatta bir misyonu var ancak kimileri bu misyonu çoktan bulmuşken kimileri hala arıyor. Kimileri de kendi misyonlarından tamamen habersiz yaşıyor. Kaderinizi bulduğunuzda katlandığınız zorluklara aldırmayacaksınız…” DongBa Ustası ve Dongba kültürünün tek kadın mirasçısı olan Lan Xin’e, kendi kültürünü tanıtmasını ve dünyayı etkileyen pandemi döneminin çıkış noktası Çin’in geçirdiğiRead More →

Hikaye şöyle: “3 aylıkken yanarak ameliyat geçiren bir bebek. Onca acıya ve olan bitene rağmen, yeni hemşireliğe başlamış sevgi dolu bir genç hemşirenin kollarında huzur ve şifa bulmuş. 38 yıl boyunca bu fotoları saklamış ve facebook yoluyla ona şefkatle sarılan hemşiresini bulmak için yayınlamış. Makalede hemşirenin söylediği üzere minicik bebekRead More →

İnsanın kendindeki en yüce gerçeği hissetmesi yani bilgeliğin kişide çıkabilmesi için adım; sükunet halinin yaşanmasıdır. Resim yapacak bir ressam nasıl ki üzeri boş bir tuvale, yazı yazacak olanın boş bir kağıda ihtiyacı varsa; kendisi üzerinde çalışacak insanın da, sükunet içerisinde bir yapıya ihtiyacı vardır. Hayalinizde canlandırabileceğiniz bir ‘bilge`nin sakin, huzurlu,Read More →

  Pandemi dönemi diye bir dönem girdi ya hayatımıza. İşte tarihte önemli yer alacak bu günlerin bendeki önemi de büyük olacak ve çok iz bırakacak! Tarih 11. Nisan 2020 Cumartesi. Şişli Kaymakamlığı tarafından talep edilen Vefa Destek Grubu’nda görevliyim. Hepimiz için yeni bir sürecin içinden geçiyoruz. Önce mahallelinin ihtiyaçlarını karşıladık derken,Read More →

Dünya yüzeyinin %71’inin sularla kaplı olduğunu söylüyor bilim insanları. Atmosfer, toprak, nehirler, buzullar da dahil edildiğinde dünyada 1 milyon kilometre küpten fazla sudan bahsediyorlar. İnsan bedeninin de % 70’i sudan oluşuyor. Bunu biliyoruz? Ama bilmediklerimiz… Mesela bir efsaneye göre bu suların Atargatis adında yarı balık yarı insan bir tanrıçası varmış. BuRead More →

 “Ve ancak, varoluşun bütün olan hali, tüm görkemi ile sevgiyi içine alabilir.” ‘Birey’ kelimesini, çoğu zaman, taşıdığı anlamın ne kadar derin ve önemli olduğunu anlamadan kullanırız. Bu kelimenin eski Latince bir kökeni vardır ki, kaynağını, bölünemez ve bütün anlamlarına gelen ‘individuum’ kelimesinden alır…yani birey’in kelime anlamı  aslında ‘bütünlük sahibi’ dir.Read More →

 “Hasara uğradıysan, acı çekmişsen, kırık döküklerini gördüysen artık bu yaşadıklarınla sen daha da değerlisin” diyor, bir Japon sanatı. 600.Yıl önce Japonya’da kusurların mükemmelliğini anlatan bu sanatın adı, Kin-tsugi (Altınla birleştirme) ve Kin-tsukuroi (Altınla tamir). Japonca’da; Kin: Altın, Tsugi: Birleştirmek, Tsukuroi: Tamir etmek, demek. Japonlar ideal soyut yaşam felsefesini el sanatıyla somut haleRead More →

“Eh hepimiz hayatımızı kazanmak zorundayız.” “Öyle,” dedi Tom. “Ama keşke başkasının hakkını almadan kazanmanın bir yolunu bulsaydın.” Gazap Üzümleri, John Steinbeck. Saygı ancak bir değere duyulur, saygısız kültür değersizdir. Delice akan iş yaşamına “Hayatımızı kazanmak için çalışmak zorundayız” diyerek bir kez girdikten sonra, bu zorunluluğu her gün düşünmeyiz; daha çokRead More →