Mutlu olmayı yeniden hatırlamak ve keyifle yaşamak; kendinle barışıp, kendini olduğun gibi kabullenip, uyum içinde yaşamak demektir. Kendini anlayan insan etrafındakilerle daha iyi anlaşır. Bunun için de olaylar karşısında nasıl davrandığımızın farkına varmak önemlidir. Kurban rolüne sığınarak hayatımızı çıkmaza sokarız. Gerçek ihtiyaçlarımızın ne olduğunu, onları nasıl karşılamaya çalıştığımızı, içimize nasıl bakmamız gerektiğini, kendimizi nasıl tanıyabileceğimizi, nasıl düşündüğümüzü, neye değer verdiğimizi, ne hissedip nasıl davranacağımızı bilirsek hayatı daha kolay yaşarız. Bununla da kalmayıp ne kadar başarılı, bilinçli veya sağlıklı olduğumuzu sorgularız; hatta kapasitemizi ne kadar kullandığımızı… “Var” olmayı, “bir” olmayı, akıştaki dengeyi ve yaşam oyununu öğrenmeye çalışırken bocalamamak için hayatımızın direksiyonuna kendimiz geçmeliyiz.