Yeni kuşaklarda bir farklılık var… Onların daha bilinçli, daha olgun ve mantıklı, daha güçlü olduklarını gözlemleyebiliyoruz. Yeni kuşakların bütüncül zekâsının daha yüksek olduğu, yapılan testlerde de açık bir şekilde görülebiliyor. O yüzden yeni çağın çocuklarına Işık Çağı Çocukları diyorum. Çünkü onlar daha yüksek bir frekansa ve dolayısıyla enerjiye sahipler… KitaptaRead More →

  Ruh, madde ile iştirak eder. “Şuurlu madde”yi, yani varlığı kurar. Varlık da kendi ruhunun ve yardımcı varlıkların faaliyetleriyle, kaba maddelerden, kendisine ayrıca bir beden yapar. Ve bu beden vasıtasıyla maddelere tesir eder. İnsandaki “şuur”; varlığın, bedene, daha doğrusu beyin hücrelerinin oluşturmuş olduğu manyetik alanlar sentezine doğrudan doğruya olan bağlantısıylaRead More →

İnsanın gündelik şuuru kendisi ve eşyalarla sınırlıdır. Oysa insan çok daha fazlasıdır. Dışa dönük algı düzeyimiz bilimsel çabalarla genişlerken içe dönüklüğümüz normal şuurumuzun ötesine geçmeyi içeren ezoterik çabalarla olası boyutlara genişleyebilir. Kendini bil, ilkesi şuurlu olmayı özetleyen ardında geniş bir çalışma alanı olan bir sözdür. İnsan, yaşamını dolduran gereksiz duyguRead More →

Gelişim (tekamül) sonsuz bir yolculuktur. Ve asla bir inanç ya da imanın değil, bilgilerin bilgilere eklendiği sonra da yaşanarak deneylendiği ilahi bilgilerin yolculuğudur. Ve bu uzun yürüyüş, mikro dünyasından makro dünyasına dur durak olmaksızın uzandıkça uzanır. Bitimi olmayan ve kesinlikle sonsuzluğu kucaklayan bu yol üzerinde elde edilen her yeni bilgi,Read More →

Şuur ve sevgi hareketin hazırlayıcı görünmez mimarı olarak çalışırlar. İşte bu hareket, duyguları kullanarak maddenin içinde izlenim yaratan ışık parçacıkları, daha yüksek çevrime uğrayacakları Yüksek Şuur dediğimiz zihinsel bölgeye sızarlar. Ahmet Cemal GÜRSOY Şuur dediğimiz özü arayan tarafımız, yönünü ruhun hareket ettirici özelliğinden almaktadır. Şuurun sadece sevgiye dönüştüğü, hiç değişmedenRead More →