Dışta aranan mutluluklar ne deni göreceli ve farklıysa, içte bulunan mutluluklar o denli benzer ve nettir. Dıştan yansıyan mutluluklar ne kadar geçici ve sebep olsa bile, özde bulunanlar o denli gerçek, nedensiz ve kalıcıdır! ?

Anne babasından biri olmayan ya da ikisi de olmayan bir çocuk için en büyük mutluluk onlarla geçireceği zamanlar ya da varlıkları olabilirken, bacakları olmayan bir kişi için en büyük mutluluk, o gözüne çarpan merdivenlerden koşa koşa çıkmak olabilir. Savaşın içinde yaşamaya çalışan bir insan için mutluluk savaşın bitmesi ve sevdiklerini, ülkesini koruyabilmek olabilirken, bir diğeri için o savaşta kazanan olmayı istemek ve her ne pahasına olursa olsun bunu sağlamaya çalışmak olabilir!

Tutkuyla yanıp tutuşan bir gezgin için mutluluk en hayal ettiği seyahati yaşamak, orada özgürlük naraları atmak ya da uçmak olabilirken, bir diğer kişi için o mutluluk en havalı arabayı kullanmak, çok güzel bir eve sahip olmak, özgürce para harcamak olabilir.
Hasta ya da kendini güzel bulmayan bir insan için mutluluk çok güzel ya da sağlıklı bir bedende olmak olabilirken, işi konusunda çok iddialı bir insanda kariyerinin doruklarına yükselmek, orada yıldızlar gibi ışıl ışıl parlamak olabilir. Bazı “deliler ”  için çılgınca, ayakları yerden kesercesine aşık olmak en büyük mutluluk olurken, kimi için huzur, barış içinde yaşamak olabilir. Kimisi için de herkes tarafından ilgi görmek ya da bunun tam zıttı olarak, mümkünse kimse tarafından fazla dikkat çekmemek bile olabilir…

İçte bulunan mutluluklara gelince,
bana sorarsanız o insan ruhundan ve kalbinden gelir. Tabii diliyorum hiçbirimiz yokluklarla, şiddetle ve derin acılarla sınanmayalım ama mutlu olabilmenin anahtarı için her gün içimize bakalım, ruhumuzdaki derin sevgiye güvenelim ve asıl orada öncelikli olarak huzuru, barışı bulalım!

Bugün diyeceğim şu;

Özde mutlu bir insan olalım, mutluluğu içinde bulabilen, sevgi dolu partnerlerle birlikte olalım ve güzel paylaşımları tüm dünyaya dalga dalga mutlulukla bütün oluşturarak yayalım. Çünkü mutluluk dediğimiz şey, içten dışa yayılan, özden kalbe yükselen bir enerji özünde ve onu paylaşmak, arttırmak, oluşturmak ise insan türü için gerçek bir yükseliş, yaratıcılık ve ihtiyaç!

 

Yazan: Ebru Öztürk

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.